İlaçta ‘reçete’ kavgası büyüyor
29 Mayıs 2013, 14:52
İlaçta ‘reçete’ kavgası büyüyor
Sağlık Bakanlığı’nın, bilinçsiz ilaç tüketimini artırdığı gerekçesiyle reçetesiz ilaç satışına sınırlama getirmesi tartışılıyor.
“Reçete” baskısının ardında, bazı ilaç firmalarının ürünlerini reçete kapsamı dışına çıkarak, “Fiyatlarını kendi belirleme, reklam yasağından kurtulma” baskısının olduğu iddia ediliyor.Sağlık bakanlığı ise gereksiz ilaç tüketiminin arttığını, bu nedenle kontrollerin sıklaştırıldığını belirterek, baskı iddiasını reddediyor.
VER BİR VERMIDON BİTİYOR
Sağlık Bakanlığı’nın, 1953’de yürürlüğe giren 6197 sayılı Eczaneler ve Eczacılar Hakkındaki Kanunun reçetesiz ilaç satışını yasaklayan 24. maddesinin uygulanması amacıyla il müdürlükleri aracılığıyla denetimlerini arttırdı.
VER BİR VERMIDON BİTİYOR
Sağlık Bakanlığı’nın, 1953’de yürürlüğe giren 6197 sayılı Eczaneler ve Eczacılar Hakkındaki Kanunun reçetesiz ilaç satışını yasaklayan 24. maddesinin uygulanması amacıyla il müdürlükleri aracılığıyla denetimlerini arttırdı.
· “Reçete ile satılır” ibaresiyle birlikte satış için ruhsat alan bütün ilaçların reçetesiz satılması artık Sağlık Bakanlığı tarafından cezai müeyyide ile karşılaşacak.
· Piyasadaki ilaçların, çok büyük bir bölümü bu kapsama girdiğinden, “Tansiyon, şeker, astım” gibi anında ulaşılması gereken ilaçlar da reçetesiz alınamayacak.
· Eczaneden, “Ağrı kesici veya antibiyotik” talebiyle ilaça ulaşmak mümkün olmayacak.
· Başta İstanbul olmak üzere bazı eczanelere reçetesiz ilaç sattıkları gerekçesiyle 200 lira ceza kesilmeye başlandı.
GEREKSİZ İLAÇ ALINIYOR
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, şunları söylediler: “Gerekli gereksiz vatandaşlar, bilinçsizce ilaç kullanıyor. Bunun en önemli örneği ise antibiyotikler. Ateşi çıkan herkes antibiyotik kullanıyor. Bu çok tehlikeli. Yıllık ilaç tüketimi 1.3 milyar kutu. Kişi başına 30 kutu düşüyor. Dünya Sağlık Örgütü, kullanılan ilaçların yüzde 50’sinin gereksiz olduğunu söylüyor. Türkiye’de ise gereksiz ilaç kullanımının oranı yüzde 56. İlaç kullanımını daha yakından takip altına almak için denetimler sıklaştırıldı. ‘Ucuz ilaç satmak istemeyenler piyasadan ilaçlarını çekiyorlar, ilaç sıkıntısı doğuyor’ gerekçesiyle bu kararın alındığı iddiasını doğru değil.”
Gelelim pratik yaşamımıza ben her sabah aç karnıma 2 Mg Glimax adlı ilacı kullanıyorum. Kutusu 4 tl içinde 30 adet var bir ayda bitiyor. Doktora yazdırmadan kendim eczaneden alabiliyorum. Birde Glifor 850 mg adlı bir ilacım var her gün öğle yemeğinden sonra bir tane alıyorum içinde 100 tane var bu ise üç ayda bitiyor. Hala çalışan Bağkur lu olarak üç ayda bir ilaçlarımı aile Hekimimize yazdırıyorum. Bir ayda biten ilacı üç kutu yazamıyor bir kutu yazarsa alabiliyorum. İki kutu yazınca da Eczanede Bilgisayar vermiyor neden mi ben ilacımı sürekli kullanmıyormuşum yahu be adam ben onu kullanmasam tüm şeker değerlerim altüst olur. Paramızla arada bitince alıyorum ya devlet iki kutuyu almama müsaade etmiyor.
Sağlık ve ilaç konularında yaşadığımız bu sıkıntıları bakanlık yetkilileri vatandaştan dinlemeli ve çözüm aramalı diye düşünüyorum.
Kanser ilaçlarında sıcak gelişme
Kanser tedavisinde kullanılan temel ilaçlarda yaşanan sıkıntı, hastaları zaman zaman karaborsacıların eline düşürebiliyor. Ancak hem Türk Eczacıları Birliği (TEB) hem de Sağlık Bakanlığı, hastaları uyarıyor: “Simsarlara gitmenize gerek yok, tüm ilaçları biz getirtiyoruz. Hem de bir kuruş ödemenize gerek kalmadan.”
Etiket fiyatı 9 lira olmasına karşın karaborsada fiyatı 120 liraya kadar çıkan Purinethol ise hem TEB’in depolarında mevcut hem de ithalatçı firmanın 30 bin kutusu kısa sürede Türkiye sınırlarından girmiş olacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2011 yılı Kasım ayında aldığı ilaçta indirim kararından sonra kanser ilaçlarında başlayan sıkıntı, TEB’in ithalatıyla aşılmaya çalışılsa da zaman zaman hastalar karaborsacıların eline düşmekten kurtulamıyor. Belomycn, Purinethol, Deticene, Mitoymcin gibi yaklaşık 10 kalem temel kanser ilaçları, Türkiye geneline yayılmış 24 bin eczanede satılamadığından, TEB aracılığıyla yurtdışından Türkiye’ye getiriliyor.
TEB Genel Sekreteri Harun Kızılay, “Hastalarımıza bir kez daha sesleniyorum. Türkiye’nin neresinden olursanız olun, ister Hakkari’de ister Kars’ta isterseniz İstanbul’da. Reçetenizi ve raporunuzu düzgün olarak bize gönderin, ilacınızı en geç iki gün içinde evinize gönderelim. Bir kuruş da ödeme yapmayın” diyor.
Yetkili böyle diyor ama Çapa da Cerrahpaşa da yaşanan pratik hiç de böyle görünmüyor. İlaç peşine düşen insanlar simsarların ve aşağılık karaborsacı eczanelerin tuzağındalar. İl sağlık müdürlüğü ve Polis teşkilatı bunları üç günde yakalar ama ilaç arayan insanlar ne hale düşer onu tahmin etmek zor.
Sağlık bakanlığı acilen bu tür ilaçların alınma satılma sistemini değiştirmeli. Avrupa da 5 ülkenin en düşünü seçmeli ayrıca indirime gitmeden işi bitirmeli vatandaşın mağduriyetini önlemeli.
Bu haber 2350 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI