23.NİSAN 1920


23.NİSAN 1920
Klasik bir cümlemiz vardır ya “Bu memleket kolay kurulmadı “ diye. İşte bu yazımda bu memleketin kurulma hikayesini dilimin döndüğünce anlatıp hatırlatacağım.
Mustafa Kemal İzmir in işgal edilmesinin ve bu işgalin İngiliz desteği ile büyüyeceğini anlayarak Serv anlaşmasının ülkenin sonunu getireceğini de düşünerek Mayıs 1919 da İstanbul’ terk etti.
Serv anlaşmasını imzalayan İstanbul hükümetine tepki olarak kurtuluşa ve milli mücadeleyi destekleyenlerle beraber Müdafayı Hukuk cemiyetini ve örgütlenmesini Amasya Sivas ve Erzurum kongreleri ile biçimlendirdi. Buralarda doğu Cephe komutanı Kazım Karabekir in tam desteğini aldı.
1920 23 Nisan da Ankara’da TBMM ni açtı ilk elde meclis başkanı seçildi. Sakarya savaşı öncesi orduyu askeri ve savaş gücünü artırmak için Başkomutan ilan edildi.
O yıllar etrafında Kazım Karabekir olduğu gibi kurtuluş mücadelesine inanan İsmet paşa Fevzi paşa ve pek çok subaylar vardı. Ama güçlerini her zaman meclisten aldılar, en sıkıştığı anlarda bile ki duyulmaması gereken büyük taarruz bile kapalı ve açık oturumlarda hep TBMM de görüşüldü.
Başkomutan Gazi Paşa tüm yetkileri ile seferberlik ilan etti halktan büyük destek gördü ve hem Yunan ordusu ile çarpıştı hem İngiliz destekli Kuvayi Milliye karşıtları ile savaştı. Hatta eşkıyalık yapanlarla ve taraf değiştiren Çerkez Etem kuvvetleri ile. Aznavur isyanları ile Konya da fenalık yapan gruplara savaşıldı ve çok zor şartlarda üstün savaş yönetimi ile Yunan ordusu mağlup edilebildi.
Büyük taarruz öncesi Ruslar ile yapılan sınır anlaşması ile Doğu cephesi garanti altına alındı Fransızlarla Adana Antep Urfa taraflarını garantiye alan anlaşmaları hep TBMM yaptı. Serv anlaşmasını savunan İstanbul hükümetine rağmen Ankara Meclisinin temsilcileri savaştaki başarıları ile yepyeni bir anlaşmanın kapılarını açtı 1922 LOZAN. Bu anlaşma iledir ki işgalden kurtulunmuş bağımsız bir ülke kurulmuştu.
İstanbul dan türlü oyunlarla rüşvetlerle cephane kaçıran millici kuvvetleri İnebolu limanına taşıyan denizcileri İnebolu’dan cephaneyi taşıyan binlerce Kastamonu’lu kadını unutacakmıyız. Asla unutmayacağız onları onurlandıracağız ve yad edeceğiz.
“Ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız”
Mustafa Kemal Atatürk 1920 de meclisi arkadaşları ile açtı milli mücadeleyi bu çatı altında verdi. Büyük zafer sonrası 1923 de Cumhuriyet ilan edildi. Ve bugüne kadar demokrasi ile geldik dileğimiz güçlenen demokrasi ile Cumhuriyetimiz sonsuza dek yaşar.