DEPREM VE MAHALLELERİMİZ...
DEPREM VE MAHALLELERİMİZ?
Ekonomik gelişmişliğimize rağmen kentsel yerleşimlerimiz hala depreme dayanıklı değil yetenekli işçilerimiz mühendislerimiz yüklenicilerimiz var ama hala deprem olunca yıkılan binalar görüyoruz. Artık depremde binalar yıkılmamalı hatta ağır orta hasar bile olmamalı.
Depremi engelleyemiyoruz ne önlemler alınacağını biliyoruz arama kurtarma konusunda uzmanlaştık AFAD AKUD ve belediye ekipleri hatta asker kurtarma ekipleri ve diğer sivil kurtarma ekipleri süper çalışmalar yapıyor. 1999 da yaşadığımız dev depremlerdeki acizlik hiç yok 1999 çok geniş bölgede binlarce binayı yıktı altyapıyı harap etti onu da unutmuyoruz.
Bataklığa bostanlığa rant uğruna bu kadar bina yaparsan olacağı budur, hem zemin çürük hem bina çürük.
Sisam adasında olan 6.9 luk deprem 70-80 km ileride Bayraklı Bornova gibi ilçelerde binaları yıkıyor bir sürü ağır hasar veriyor. Hastaneler yetersiz kalabiliyor hastalar bahçede kalabiliyor viyadükler çöküyor, yollar taşıt doluyor nereden baksanız tutarsızlık.
Biz t.v.lerde yine hasarlı binalardan yapılan yayınlarda sağ çıkanlara sevinip hayatını kaybedenlere üzülüyoruz, 800 yaralıdan bahsediliyor kaçı engelli kalacak ve hayatları boyunca bu acılarla yaşayacak. Bunun vebali sadece kötü inşaat yapan zayıf zemine inşaat yapan yüklenicide mi ?
2007 de ülkemizde deprem standartları değişti ve geliştirildi artık binaların önünde beton karılıp kat atılmıyor binalar mühendislerin gözetiminde yapılıyor. Ama zemin göz ardı mı ediliyor ?
Meselemiz 1999 dan önce yapılan binaların sağlam olup olmadığı vatandaş binaların sağlam olmadığını biliyor ve dönüşüm yapılmasını istiyor. Halkımız depreme dayanıklı binalarda oturmayı hak ediyor standarda uymayan tüm konutlar yenilenmeli.
Deprem anı ve sonrası kurtarma çalışmalarında ki başarıyı deprem öncesi afet yönetiminde gösteremedik. Yani depreme dayanıklı dönüşümü gerçekleştiremedik.
Ama Türkiye son 20 yılda inşaat enerjisini markalı konut üretimine ayırdı. Örneğin Ataşehir de TOKİ desteği ile binlerce lüks konut yapılıyor keşke kamu kaynaklarımızı Kirazlıtepe de olduğu gibi kentsel dönüşüme harcasaydık.
Kirazlıtepe yi yıllardır izliyorum vatandaş önce bu işin olacağına inanmadı direndi ama öğrendiğime göre 1800 hak sahibinden imza atmayan sadece 3-4 kişi kalmış. Arazisi boş olanlar hak kaybına uğramışlar umarız bir dahaki uygulamada bu işler daha adaletli yapılır.
Kirazlıtepe de ilk 510 konut martta teslim olacak şekilde yapılıyor. 2.etap 1300 konut da yakında başlayacakmış. Yıkımların gecikmesi inşaatları da geciktirmiş.
Özellikle boğaz bölgemizde depreme dayanıklı olmayan binlerce konut var imar durumu dönüşüme engel değil bireysel parsellerde nasıl yapılaşma olduğunu Bahçelievler mahallesinde Sultanmurat da görebilirsiniz. 1000 metrekare arsa 2000 metrekare inşaat 20 daire demektir bu kot olan yerlerde daha da fazla çıkabiliyor.
Yani dostlar 90.000 metrekare parseller var ya devlet buralara el atmalı ben yapıyorum kardeşim demeli ya da parsel küçültme işlemini yapıp yüklenicilerin önünü açmalı.
Bu konuda 5 aydır haberler yapıyoruz, Belediye Başkanı Hilmi Türkmen bu konuda seçim öncesi bölgemizde ki mahallelerin hepsinde toplantılar yaptı ve sözler verdi ve de seçimi kazandı yetkiyi aldı.
Bu işlemlerin bazı yerlerde başladığını ilerlediğini söyleyebilirim, vatandaşlar bu uygulama ile azalan arsa ortakları ile anlaşıp dönüşüme girebilecekler.
İlk örnekler başladığında haberlerini yapıp sizlerle paylaşacağız böylece yerinde dönüşümü gözlerimizle göreceğiz yenilenen binaların depreme dayanıklı olacağına eminim.
Birlik camii kenarında ki uygulamaları sizlerde görüyorsunuz binalar ortaya çıkıyor. Benim şahsi temennim daha çok yeşil alanı olan daha seyrek binaların olması ama umalım da Kirazlıtepe bol parklı bahçeli olur.
Kentsel dönüşümde insanlar gördüğüne inanıyor icraat görmek istiyor kamu gücünün kendini hissettirmesini ve bu işleri hızlandırmasını diliyorum.
Zira Sisam (İzmir )depremi bunu bir kez daha hatırlattı. Komşularımın sağlam binalarda yaşaması dileğimle İstanbul da olabilecek bir depremde yapayalnız kalacağımızı yollarımızın tamamen kapanacağını hastanelerin yetersiz kalacağını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Devleti yönetenlerden beklentim kamu kaynaklarını gücünü kanal İstanbul yerine kentsel dönüşüme harcamasıdır, belki bu deprem bir uyarı olarak alınır ve dileğim gerçekleşir.
NOT ; kurtarma timlerimiz harika ama yıkılan bina görmek istemiyoruz. Ve deprem toplanma alanlarımıza dokunmayınız hatta artırınız...
www.cengelkoygazetesi.com