SELİMİYE KIŞLASI

SELİMİYE KIŞLASI

Tarih 25 Eylül 2021, 13:17 YazdırBu haberi yazdır

Selimiye Mahallesi doğduğum Doğancılar muhitinden sonra ilk kiraya çıktığımız mahalle idi.

SELİMİYE KIŞLASI



Selimiye Mahallesi doğduğum Doğancılar muhitinden sonra ilk kiraya çıktığımız mahalle idi. Her Cuma akşamı yada cumartesi günü öğlen kışlanın önünde bayrak töreni yapılır bando ve askerler sıra sıra geçerlerdi.

Ben 5-6 yaşlarında cama çıkar asker selamı verirdim onlara evimizin önünde boş arsa vardı birkaç sene sonra büyüdüğümüzde küçük koruluğun kenarında hep o geçit törenlerini izlerdik. Çocukluk anılarımda unutamadığım Selimiye kışlasını sizlere tanıtmak ve hatırlatmak istedim bu sayıda.

Selimiye kışlasının yanından 1980 lere kadar şehirler arası otobüsler geçer özellikle akşamları çok trafik olurdu, sonraları onlar köprüden direk hareme inmeye başladılar o yolu trafiğe kapattılar.

Ama çocukluk ve gençlik yıllarımın tamamı Selimiye de ve orta birden lise sona kadar Haydarpaşa lisesinde geçtiğinden dolayı hatıramız çok.

 

Selimiye Kışlası, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde III. Selim tarafından Nizâm-ı Cedîd askerleri için inşa ettirilen kışladır.

Selimiye Kışlası ilk olarak III. Selim devrinde yeni kurulan Nizâm-ı Cedîd askerleri için kesmetaş bir kaide üzerinde ahşap olarak inşa edildi. Yeniçeriler'in isyanı sonucunda yıkılan bu kışla II. Mahmud devrinde kâgir olarak yeniden inşa edildi. Sultan Abdülmecid devrinde iki defa yenilenen kışlanın dört köşesine yedişer katlı birer kule ilâve edildi.


 

Kareye yakın dikdörtgen planlı (267 × 198 m.), iç avlulu, yüksek istinat duvarları üzerinde yükselen üç katlı çok büyük ve ihtişamlı bir yapı olup köşelerindeki kuleler âbidevî görünüşünü tamamlar. İlk defa Sultan III. Selim tarafından 1800-1803 yıllarında Üsküdar’daki Kavak Sarayı’nın arsasına yaptırılmıştır. 1803’te müştemilâtıyla birlikte tamamlanan kışla, bugünkü binanın üçte biri kadar bir alana sahip olmakla birlikte dönemi için büyük bir yapıdır ve İstanbul’daki büyük kışlalar döneminin başlangıcını teşkil eder. Nizâm-ı Cedîd hareketini başlatan III. Selim, kışlasını yeni düzenin askerî alandaki mekânsal karşılığı olarak inşa ettirmiştir.



Yapının iki katlı ve iç avlulu olduğu, plan şemasının avlu tarafında açık bir koridorla dış cepheler boyunca sıralanan odalardan meydana geldiği, yirmi dokuz odalı kısmî bodrumu bulunduğu tesbit edilmektedir. Bu dönemde köşelerinde kuleler yoktur. Binanın kuzey ve güney cephelerindeki kapıları özenle işlenmiştir. Tâlim meydanı deniz tarafındadır. İki kasr-ı hümâyundan biri giriş kapısının üzerinde, diğeri tâlim meydanındadır. Bir de camisi vardır. Hastane, mutfak, çamaşırhane gibi servis birimleri kışlanın doğusunda ve batısında olmak üzere ikişer tanedir.


Binanın dış duvarları düzgün kesme taş, ara duvarları moloz taş örgülü, döşemeleri ve çatısı ahşaptır. Yapının içinde kalem işi bezemelere yer verilmiştir. Kışlanın ön keşif defterinde Mimarbaşı Mehmed Ârif Ağa’nın imzası vardır. Mühendis olarak Abdurrahman Efendi görevli olup bina emini Baruthâne Nâzırı Ahmed Efendi’dir. III. Selim dönemi boyunca kışlanın özel bir adı olmayıp bu dönemde sırasıyla Muallem Bostânî Neferâtının İkameti İçin İnşa Edilen Yeni Kışla, Muallem Asker Kışlası, Kavak Sarayı Arsasındaki Neferât Kışlası gibi sıfatlarla tanımlanır. 1805’te Üsküdar Kışlası, 1807’de Muallem Bostânî Neferâtının Kışlası diye anılır. 1830’dan sonra Selimiye Kışlak-ı Âlîsi, Selimiye Kışla-i Hümâyunu olarak adlandırılır.


İnşaat defterine göre benzersiz biçimde ve “yoktan var edilerek” (îcad ve ibda‘) yapıldığı ve kütlenin büyük olduğu ifade edilmiştir. Burada diğer kışlalardan farklı şekilde bir mehter bölüğü, topçular ve süvari birliği bulunur. Askerler fenn-i hendese kurallarına göre eğitilir. Nizâm-ı Cedîd kapsamında kurulan Anadolu kışlalarından askerler getirilerek burada tâlim yaptırılmıştır. 1807’de Kabakçı Mustafa ayaklanmasıyla Nizâm-ı Cedîd hareketine son verildiğinde kışlanın han yapılması için ferman çıkmış, süslemeli kapı saçakları yıkılmıştır. Temmuz 1808’de II. Mahmud tahta çıktıktan sonra onarılan bina Sekbân-ı Cedîd askerlerine tahsis edilmiştir. Kasım 1808 isyanında yeniçeriler tarafından “külliyen ve bir daha bina olunmamak üzere” yakılmış, 1809’da enkazı ve arazisi satışa çıkarılarak tarihten tamamen silinmeye çalışılmıştır.


15 Haziran 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın ilgasıyla birlikte kışlanın yeniden inşası için hazırlıklar başlamış, Temmuz 1826’da kışlanın satılan arazisinin ve çevresinin kamulaştırma işlemleri tamamlanmıştır. Bu dönemde kışlanın hem mimari projesi hem maketi hazırlanmıştır. Bina iç avlusu, avlu tarafındaki koridoru ve dış cepheleri boyunca sıralanan odalarıyla yeniden inşa edilen kışlanın dış ve iç duvarları taş, döşemeleri ve çatısı ahşaptır. Dört cephesinde birer kapısı olan yapının köşelerindeki kuleler de bu dönemde inşa edilmiştir. 27 Ocak 1829’da görkemli bir törenle açılan kışlanın mimari sorumlusu dönemin Hassa başmimarı Seyyid Abdülhalim Efendi, bina emini Hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyun’dan eski Filibe nâzırı Morevî Osman Efendi’dir. Yapının kapılarında farklı tarihlerde kitâbelerin yer alması kışlada yapılan onarımlara işaret eder. Güney kapısında 1243 (1828), doğu ve batı kapılarında 1258 (1842), kuzey kapısında 1269 (1853) tarihli kitâbeler bulunmaktadır.


II. Mahmud zamanında bir cephesi kâgire çevrilen binanın 1841’de avlu tarafındaki açık koridorları kapatılarak kâgire dönüştürülmüştür. 26 Ekim 1847 gecesi çıkan yangında kuzey ve batı kanatları yanmış ve kısa bir süre sonra diğer duvarları da kâgir yapılarak onarılmış, birinci kat koridorlarının döşemeleri voltaya dönüştürülmüştür. 1960-1965 onarımında en alt kat dışındaki bütün döşemeler betonarmeye çevrilmiş ve kuzey kanadının doğu bölümünde binanın dış duvarları korunarak içi betonarme ile yenilenmiştir. Eğimli bir arazide Selimiye Kışlası gibi büyük bir binayı oturtmanın zorluğundan dolayı binanın girişleri arasında kot farkları vardır. Kuzey cephesindeki giriş katı güney cephesinin en üst katı haline gelerek binayı kesintisiz kuşatır.

Selimiye Kışlası, Kırım savaşında İngiliz askerlerine verilmiş, aileleriyle gelen askerlerin ikameti sağlanmış, savaş sırasında hastane olarak kullanılmıştır. Hasta ve yaralı İngiliz askerlerine bakmak üzere gelen Florance Nightingale kışlanın Selimiye Camii tarafındaki kulesinde ikamet etmiştir. Padişaha ayrılan bu kulenin Florance Nightingale’e tahsis edilmesi ilginçtir. Burası halen Florance Nightingale Müzesi olarak korunmakta olup ziyarete açıktır. Kırım savaşında büyük dikkat çeken bina Avrupa gazetelerine de konu olmuştur. Osmanlı ordusundaki ilk terhis töreni 26 Mart 1844’te bu kışlada yapılmıştır. Büyük Üsküdar yangınında harikzedeler (Temmuz-Ekim 1887), sonraları muhacirler (1921) ve mübadele sırasında göçmenler (1950) Selimiye’de ağırlanmıştır. I. Dünya Savaşı’nda asker sevkiyatı Selimiye Kışlası’ndan yapılmış, 1920’de İstanbul’un işgalinde kışla İtalyan kontrolüne girdiğinde esir düşen Osmanlılar burada tutulmuştur. Kurtuluş Savaşı sırasında Selimiye Kışlası’ndan Anadolu’ya silâh kaçırılmış, işgal sonrasında İstanbul’a giren ilk piyade birlikleri Selimiye’de kalmıştır (1923). Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir süre boş kalan kışlanın maddî ve mânevî değerinin iade edilmesine karar verilerek 1959’da askerî ortaokul yapılmıştır. Kışla 1964 yılından beri Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin Birinci Ordu’sunun yönetim merkezi ve Birinci Ordu Komutanlığı Karargâhı’dır.

 

Bu haber 300 defa okunmuştur.
Facebook  Twitter  FriendFeed  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
DİĞER HABERLER