
İBRET ALINACAK BİR HATIRA...


Sen sen ol doğayı hafife alma dengesi var bozma dünya sadece insanlara ait değil diğer canlıları da düşün bol bol ağaç dik onlara bakım yap.
İBRET ALINACAK BİR HATIRA ...
Emekli bir Astsubayımız bir hatırasını anlatmış. Kargalar ve insanlara dair. Paylaşmak isterim:
“1998 yılında Malazgirt’e tayin oldum. İzin bittikten sonra katıldığım 108. Topçu Alayı’nın ikame ettiği meskûn yerde o kadar çok kavak ağacı var ki, yüzlerce... Bir de her birinde onlarca karga yuvası... Tabiri caizse yer gök karga... Sabah akşam öylece ötüp duruyorlar. Sesleri de rahatsız edecek kadar yüksek... Ama yapacak bir şey yok, yaratılışları öyle... Bir süre sonra Alay’da vazifeli bazı subay ve astsubaylar, yapmayın etmeyin desek de, kargaları rahatsız etmeye başladı. Yuvalarını taşlıyor, ağaçları sallayarak yavruları yuvadan düşürüyorlar. Karga yuvası çer çöpten; hafif bir sarsıntı yetiyor. Sonunda kargalar rahatsız oldu. Direnmeye başladılar. Kargalar sosyal hayvanlar; birlikte yaşıyorlar. Haliyle birbirlerine de sahip çıkıyorlar. Kendilerini taşlayan, yuvalarını bozan kişileri bellemişler. Derken bir gün, en iyi savunma taarruzdur, diyerek hücuma geçtiler. Herkese değil, kendilerine zarar verenlere saldırıyorlardı. Belledikleri kişiyi gördüklerinde, koloni halinde üzerine pike yapıyorlar. Yakalasalar parça pinçik edecekler, o kadar öfkeliler... En çok da, ordonat bölük komutanı bir yüzbaşı vardı, onu takip ediyor, binadan çıkışını bekliyorlardı. Yüzbaşı sonunda rahat yürüyemez oldu, taa kapının dibine kadar gelen araca palas pandıras biniyor, yakayı öyle kurtarıyordu. Mücadele epeyi sürdü. Kargalar bayağı direndi ama insanoğlunun zulmüne dayanmak ne mümkün... Sabahın köründe pompalı tüfeklerle kargalara ateş etmeler, ağaçların arasında lastik yakıp dumanla zehirlemeler dahil bilinen ne kadar kalleşlik varsa yapıldı.
Kargalar köklerinin kurutulacağını anlayarak belli ki göçmüşler: Bir sabah kalktığımızda tek bir karga bile kalmamıştı. Karga düşmanları, büyük zaferi şenlikle kutladılar. Öyle ya, kargaları yenmek hakikaten büyük bir başarıydı! Amaaa... Sonra ne oldu?
Ertesi yıl, Alay’ı boydan boya yılanlar, fareler bastı. İnsanlar evlerine gidemez, çocuklarını evde bırakamaz oldu. Çünkü eşik beşik nere varsa her yer yılanların istilasına uğramıştı. Yılanlar sütü çok seviyor diye, sırf eve girmemesi için kapılarının önüne kap kap süt koyan mı ararsın, zift kokusundan rahatsız oluyorlarmış diyerek evin dışını ziftle boyayan mı ararsın... Yetmedi; millet, evi ocağı kapattı, üçer beşer orduevinde kalmaya başladı. Hatta baktılar olacak gibi değil, bazı arkadaşlar eşyasını yükleyip memlekete gönderdi. Üçevler dediğimiz lojmanların tamamı boşaltıldı. Kargaların gazabı, bizimkilere azap oldu. Vaktiyle hiç düşünmediler: Neden sadece o bölgede o kadar çok karga var? Etrafta yuva yapacakları o kadar çok alan varken niye burası? Şimdi bu korona illeti var ya, yeni türemedi; zaten vardı ve bir yerlerde yaşıyordu. Dünyanın dengelerini bozmakta çok mahir olan insanoğlu, bilerek ya da bilmeyerek, virüslerin hayat alanı neresiyse, tahminimce onu yok etti ki, onlar da yeni hayat alanı bulmak için bütün dünyaya göç başlattı, her tarafta kendine yeni yurt arayışına geçti. Derken, kendini tabiatın savunma kabiliyetinden yoksun bırakan, ne oldum delisi insanoğluna musallat oldu, yuva kurdu. Kediye köpeğe, çiçeğe böceğe ve bebeğe dokunmuyorsa alınacak mesaj bence budur. Dileyelim tez zamanda insandan daha verimli bir hayat alanına kavuşsunlar da bu beladan kurtulalım; yoksa hakikaten işimiz zor. Tabiatın genleriyle oynayıp dengelerini bozmayın. Bedeli çok ağır...“
Sosyal medya dan alıntıdır?
Sen sen ol doğayı hafife alma dengesi var bozma dünya sadece insanlara ait değil diğer canlıları da düşün bol bol ağaç dik onlara bakım yap. Var olan yeşil dokuyu koru, Salda yı koru Kazdağlarını koru madencilik de lazım ama sonrasını planla kurallara uymasını sağla AO Çiftliğini koru şehir parklarını artır. Ayrılan yeşil alanları imara açma yeşil olarak koru. İstanbul bostanlarını artır tarım alanlarını imara açma zeytinlikleri feda etme yarın öbür gün aç kalabiliriz.
öldürülen kargalar - karga ölümleri
BTP ÜSKÜDAR MADDE BAĞIMLILIĞI VE SANAL KUMAR UYARISINDA BULUNDU
BTP Üsküdar ilçe Başkanı Yunus Ballı ve yönetici arkadaşları Üsküdar’ın çeşitli mahallelerinde Madde bağımlılığı ve sanal kumar bağımlılığına dikkat çekmek için broşür çalışmalarına devam ediyor.
ÜSKÜDAR BAĞLARBAŞI KÜLTÜR MERKEZİ YENİ YÜZÜYLE KAPILARINI AÇTI
DEDETAŞ " 31 Mart seçimlerinden sonra görevi devraldığımız günden beri tahakkuk etmiş olan tüm SGK ve vergi borçlarını ödedik."
ÜSKÜDAR’DA OTİZM FARKINDALIK ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Üsküdar Belediyesi tarafından Otizm Farkındalık Haftası kapsamında “Farklılıklar Bize Renk Katar” sloganıyla etkinlik düzenlendi.
BOĞAZİÇİ ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ GENEL KURULU YAPILDI
23 MART Pazar günü dernek üyelerinin yoğun katılımı ile saat 14.00 de başladı, katılan üyeler yoklama cetveline imzalarını attılar.
TÜED'den 2000 sonrası emeklilere intibak talebi
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED), emekli aylıklarında oluşan eşitsizliklerin giderilmesi için 2000 sonrasında emekli olanlara intibak yapılmasını talep etti.
ÜSKÜDAR BELEDİYE BAŞKANI DEDETAŞ, CHP’NİN CUMHURBAŞKANLIĞI ÖN SEÇİMİNDE OYUNU KULLANDI
Sinem Dedetaş: “Özellikle dayanışma sandıklarında yüksek bir katılım var, bütün ilçelerde takip ediyoruz. Örgütümüze tüm hazırlıkları için teşekkür ediyoruz.
ÇENGELKÖY BP PETROL OFİSİ OLDU...
Çengelköy de yılladır BP markası ile halka hizmet eden KARAKAŞ petrol şirketin Petrol Ofisine devredilmesi ile beraber artık yeni markası ile yoluna devam edecek.
SAADET ÜSKÜDAR İFTAR BULUŞMASI
Saadet Partisi Eski Belediye başkanı Yılmaz Bayat ve İlçe başkanı Hakan Tevfik Erdağı Üsküdar' ın muhtarlarıyla 11.Mart akşamı Üsküdar ilçe binasında iftarda buluştu.
ÇENGELKÖY DUDULLU 1-1
Son maça grup ikincisi olarak çıktık berabere kaldığımız halde ligi dördüncü bitirdik.
BURHAN MAKIROĞLU GAZETECİLER İLE İFTARDA BULUŞTU...
Üsküdar’ın tanınan iş insanı Burhan Makıroğlu Gazetecilerle 8.Mart akşamı iftarda buluştu.