Gökçeada çok daha güzel bir adamız ama daha güzel ve bakımlı olabilir?

Yalçın Soysevinç
Tarih 29 Eylül 2020, 12:31

Gökçeada çok daha güzel bir adamız ama daha güzel ve bakımlı olabilir?


Gökçeada genelinde vahşi çöp toplama 2020 yılında hala sürüyor, ne cam ne kağıt plastik ayrıştırılıyor. Birde çöp toplama alanı kefalos plajının oradaymış burası yanıyor ve berbat bir koku etrafa yayılıyor.


Plajlar çok düzensiz çöp toplama zayıf olduğu için olsa gerek her yer uçuşan ambalajlarla dolu birde çöplerin oradan alınacağını düşünenlerin bırakması sonucu o çöplerde dağılıyor ve etraf berbatlaşıyor. Çoğunluğun çöplerini yanında götürdüğüne şahit oldum aynı bizim gibi yoksa herkes bıraksa çöpünü etraf çöp yığınından geçilmez.


Gökçeada merkezden Uğurlu yönüne doğru yol yenileme çalışmaları var bu çalışmalar yakında biter gibi görünüyor yollar harika olacak Kefalos (Aydıncık ) yolu yapılmış bitmiş harika olmuş ama diğer yollar berbat. Özellikle de uğurlu dan sonra Gizli limana giden yol bir fecaat ayrıca Uğurlu dan Aydıncık a giden sahil yolu  korku filmi gibi. Ama doğal güzellikleri özellikle de plajlarının her biri harika.

Ancak plajlarda Kefalos dahil olmak üzere hiçbir düzen yok karavanlara yerler yapılsa makineler düzenleme yapsa araçlar belli bir plan dahilinde parklandırılsa ne olur ? Belli ki belediyenin gücü yok yetişemiyor, karayolları desteklese hiç fena olmaz.

Belki de kamp karavan alanları açarlarsa gelenler çoğalır çöplerini atarlar sorun büyür diye korkuyor olabilirler. Kamp yerleri artarsa motele gelen misafirler azalır diye de düşünüyor olabilirler.

1912 ta­rih­li 1. Bal­kan Sa­va­şı sı­ra­sın­da Yu­na­nis­tan Gök­çe­aa­da’ya giriyor. 1913 tarihli Ati­na Ant­laş­ma­sı ile Gök­çea­da ve Boz­caa­da dı­şın­da­ki bazı Ege Ada­la­rı Yu­na­nis­tan’a ve­riliyor. Ama bu ara­da baş­la­yan Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı se­be­biy­le Yu­nan­lı­lar ada­da ka­la­rak, An­zak, İn­gi­liz ve Fran­sız güç­le­ri­nin ada­yı de­niz ve ha­va üs­sü ola­rak kul­lan­ma­la­rı­nı sağ­lıyor. 

Gök­çea­da, Lo­zan Ba­rış Ant­laş­ma­sı so­nu­cun­da  22 Ey­lül 1923 ta­ri­hin­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti top­rak­la­rı­na ka­tıl­ıyor. Bu ta­rih her se­ne Gök­çea­da’nın kur­tu­luş gü­nü ola­rak kut­la­nı­yor.

Yaklaşık 500 yıl boyunca Osmanlı hakimiyetinde olan Gökçeada’da, yerleşik Rumlar 1960’lı yıllara kadar nüfus çoğunluğunu sürdürmüş. 1960 yılı  nüfus sayımına göre adada 5487 Rum, 289 Türk ya­şıyormuş. Bu yıl­dan iti­ba­ren çe­şit­li ne­den­ler­den do­la­yı baş­la­yan göç­ler­le Rum nü­fu­su azal­arak 2009 iti­ba­riy­le 300 ki­şi­ye ka­dar düş­müş.



Günümüzde yer­le­şik Rum nü­fu­su­nun ço­ğun­lu­ğu­nu yaş­lı­lar oluş­tu­ru­yor. Ama dün­ya­nın dört bir ya­nın­dan köy­le­ri­ni zi­ya­re­te ge­len­ler­le, Rum nü­fu­su yazın 2000’e ka­dar yük­se­li­yor.



Türk nü­fu­su­nun 1947 yı­lın­dan iti­ba­ren yoğunlaştığı gö­rü­lü­yor. Ana­do­lu’nun çe­şit­li yer­le­rin­de­ devlet tarafından istimlak edilen köy­le­re, ada­da is­kan et­me­le­ri için ku­ru­lan ye­ni köy­ler, ada­da­ki Türk nü­fu­su­nun kay­na­ğı­. Dı­şa­rı­ya ve­ri­len ve dı­şar­dan ge­len göç­ler, ada­da koz­mo­po­lit bir nü­fus ya­pı­sı oluş­tur­muş. Fark­lı coğ­raf­ya­la­ra ait kül­tür­le­rin bi­r a­ra­ya gel­me­si Gök­çea­da’ya sosyolojik açıdan özel bir konum kazandırmış.

Adada ilk arkeolojik ka­zı ça­lış­ma­sı Ye­ni Ba­dem­li Hö­yü­ğü’n­de 1996-1997 yıl­la­rın­da ya­pıl­mış.  Burada tarih öncesi dönemlerden kalma, zamanında deniz kıyısında olan bir yerleşimin kalıntıları ortaya çıkarılmış. Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si Ar­ke­olo­ji Bö­lü­mü öğ­ren­ci­le­ri ve ada­lı va­tan­daş­la­rın ça­lış­ma­la­rı ile M.Ö. 3000 yıl­la­rı­na ait sur, ev te­mel­le­ri, er­ken tunç ça­ğı­na ait se­ra­mik­ler, ağır­şak­lar, taş bal­ta, si­lex ok ucu, per­dah, ez­gi taş­la­rı, yon­ga par­ça­la­rı bu­lun­muş. Bu tarihi kalıntılar, Ça­nak­ka­le Ar­ke­olo­ji Mü­ze­si’nde sergileniyor.

Ada­nın bi­li­nen en es­ki yer­le­şim ye­rlerinden olan Ka­le­köy’de Hel­len ön­ce­si dö­nem­le­re ait ol­du­ğu dü­şü­nü­len, Bizans ve Ceneviz zamanında ona­rıl­mış ve ye­ni­le­ri ek­len­miş ka­le sur­la­rının kalıntıları bu­lu­nu­yor.  M.Ö. 5.yy’da Ati­na­lı­lar ta­ra­fın­dan, bu sur­la­rın et­ra­fı­na Yu­nan kent dev­let­le­ri­ne ben­zer bir ak­ro­pol ku­rul­du­ğu bi­li­ni­yor.  Kale surlarında ve bazı evlerin duvarlarında akropolden kalma taşların kullanıldığı görülüyor. Kö­yün et­ra­fın­da an­tik ya­zıt­la­ra, mer­mer mi­ma­ri ka­lın­tı­la­ra ve hey­kel par­ça­la­rı­na da rast­la­nı­yor.


Belediye iyi niyetle bir şehir müzesi açmış ama çok yetersiz tarihi hiçbir kalıntı yok. Daha da güçlendirilebilir.


 

Gökçeada taş evlerinin zerafeti ile özellikle Bademli, Zeytinli, Dereli ,Tepe Köy Kale Köy Gökçeada merkez Şahinkaya(ilk iskan başlayan köy ) köyleri ile dikkat çekiyor 1970 lerde 1984 ve son olarak 2000 yılında iskan edilen köylerin eklenmesi ile ada nüfusu son halini almış. Oldukça kozmopolit anlayacağınız.

Bu tatil yörelerinin pek çoğunun ortak bir sorunu yazın artan çöp toplama meselesi olsa gerek. Bunun en önemli çaresinin çöplerin ayrı ayrı atılacağı cam kutularının ve ambalajların toplanacağı ızgaralı bölümler oluşturulmasının olduğunu düşünüyorum. Hep kış düşünülerek koyulan çöp konteynırları yazın nüfus artınca yetişmiyor. Sezonluk çöp konteynırı koyun kışın azaltın be kardeşim bu kadar mı zor bunu düşünmek.

Yazımın asıl amacı tüm ülke bakımsız tatil yörelerine ise bu bakımsızlık hiç yakışmıyor yerli halk da pek duyarlı görünmüyor bu durumları gezdiğim her yerde görüyor ve üzülüyorum. Çevre ağaçlandırılmalı çöpler ayrıştırılmalı bu seferberlik ilanları filan da işe yaramadı ilgililere duyurulur.


BUTİK OTEL MESELESİ



Çoğumuz tatile çıkmadan kalacak yerleri araştırıyoruz ve butik otel diye bir kavram ile karşılaşıyoruz. Hiç butik otelde kalmadım ama bazılarında kahve içmişliğim odalarına bahçesine bakmışlığım var çoğu gerçekten özenli ve titiz ve bakımlı. Ama tabelasında butik otel gördüğüm dönüp bir daha baktığım bazı butik oteller bu ünvanı nasıl alıyor vallahi çok merak ediyorum.


Çünkü ne doğru dürüst bir bahçe ne ağaç ne bir özen ama tabela butik otel beni kandıramazsınız arkadaş. Ben yıllardır değişik bir yere gidiyorsam ucuz yollu basit pansiyon veya apart otelleri tercih ediyorum. Tercihimde en çok dikkat ettiğim bahçesi balkonu ve temizliği oluyor. Kahvaltı olmasın dert değil 100 tl lik kahvaltı alışverişini iki kişi bir haftada zor tüketiyor, otele ve kahvaltıya az bütçe ayırıp akşam yemeğini en güzel yerlerde yiyebiliyorum benim tatil anlayışım böyle.


Evet doğrudur Yalçın gezmeyi sever çok gezer ama tasarruflu gezer. Gezmeye gezerim de hala sevgili ülkemde görmediğim yerler var  umarım ömrüm yeter de sevgili eşimle eksik kalan yerleri de detaylı bir şekilde gezme görme şansı yakalarım. 


gökçeada- gökçeada turizm- gezelim gökçeada- 

Bu haber 320 defa okunmuştur.
Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
YAZARIN DİĞER YAZILARI