İBRET ALINACAK BİR HATIRA...
12 Haziran 2020, 13:49
İBRET ALINACAK BİR HATIRA...
Emekli bir Astsubayımız bir hatırasını anlatmış. Kargalar ve insanlara dair. Paylaşmak isterim:
“1998 yılında Malazgirt’e tayin oldum. İzin bittikten sonra katıldığım 108. Topçu Alayı’nın ikame ettiği meskûn yerde o kadar çok kavak ağacı var ki, yüzlerce... Bir de her birinde onlarca karga yuvası... Tabiri caizse yer gök karga... Sabah akşam öylece ötüp duruyorlar. Sesleri de rahatsız edecek kadar yüksek... Ama yapacak bir şey yok, yaratılışları öyle... Bir süre sonra Alay’da vazifeli bazı subay ve astsubaylar, yapmayın etmeyin desek de, kargaları rahatsız etmeye başladı. Yuvalarını taşlıyor, ağaçları sallayarak yavruları yuvadan düşürüyorlar. Karga yuvası çer çöpten; hafif bir sarsıntı yetiyor. Sonunda kargalar rahatsız oldu. Direnmeye başladılar. Kargalar sosyal hayvanlar; birlikte yaşıyorlar. Haliyle birbirlerine de sahip çıkıyorlar. Kendilerini taşlayan, yuvalarını bozan kişileri bellemişler. Derken bir gün, en iyi savunma taarruzdur, diyerek hücuma geçtiler. Herkese değil, kendilerine zarar verenlere saldırıyorlardı. Belledikleri kişiyi gördüklerinde, koloni halinde üzerine pike yapıyorlar. Yakalasalar parça pinçik edecekler, o kadar öfkeliler... En çok da, ordonat bölük komutanı bir yüzbaşı vardı, onu takip ediyor, binadan çıkışını bekliyorlardı. Yüzbaşı sonunda rahat yürüyemez oldu, taa kapının dibine kadar gelen araca palas pandıras biniyor, yakayı öyle kurtarıyordu. Mücadele epeyi sürdü. Kargalar bayağı direndi ama insanoğlunun zulmüne dayanmak ne mümkün... Sabahın köründe pompalı tüfeklerle kargalara ateş etmeler, ağaçların arasında lastik yakıp dumanla zehirlemeler dahil bilinen ne kadar kalleşlik varsa yapıldı.
Kargalar köklerinin kurutulacağını anlayarak belli ki göçmüşler: Bir sabah kalktığımızda tek bir karga bile kalmamıştı. Karga düşmanları, büyük zaferi şenlikle kutladılar. Öyle ya, kargaları yenmek hakikaten büyük bir başarıydı! Amaaa... Sonra ne oldu?
Ertesi yıl, Alay’ı boydan boya yılanlar, fareler bastı. İnsanlar evlerine gidemez, çocuklarını evde bırakamaz oldu. Çünkü eşik beşik nere varsa her yer yılanların istilasına uğramıştı. Yılanlar sütü çok seviyor diye, sırf eve girmemesi için kapılarının önüne kap kap süt koyan mı ararsın, zift kokusundan rahatsız oluyorlarmış diyerek evin dışını ziftle boyayan mı ararsın... Yetmedi; millet, evi ocağı kapattı, üçer beşer orduevinde kalmaya başladı. Hatta baktılar olacak gibi değil, bazı arkadaşlar eşyasını yükleyip memlekete gönderdi. Üçevler dediğimiz lojmanların tamamı boşaltıldı. Kargaların gazabı, bizimkilere azap oldu. Vaktiyle hiç düşünmediler: Neden sadece o bölgede o kadar çok karga var? Etrafta yuva yapacakları o kadar çok alan varken niye burası? Şimdi bu korona illeti var ya, yeni türemedi; zaten vardı ve bir yerlerde yaşıyordu. Dünyanın dengelerini bozmakta çok mahir olan insanoğlu, bilerek ya da bilmeyerek, virüslerin hayat alanı neresiyse, tahminimce onu yok etti ki, onlar da yeni hayat alanı bulmak için bütün dünyaya göç başlattı, her tarafta kendine yeni yurt arayışına geçti. Derken, kendini tabiatın savunma kabiliyetinden yoksun bırakan, ne oldum delisi insanoğluna musallat oldu, yuva kurdu. Kediye köpeğe, çiçeğe böceğe ve bebeğe dokunmuyorsa alınacak mesaj bence budur. Dileyelim tez zamanda insandan daha verimli bir hayat alanına kavuşsunlar da bu beladan kurtulalım; yoksa hakikaten işimiz zor. Tabiatın genleriyle oynayıp dengelerini bozmayın. Bedeli çok ağır...“
Sosyal medya dan alıntıdır?
Sen sen ol doğayı hafife alma dengesi var bozma dünya sadece insanlara ait değil diğer canlıları da düşün bol bol ağaç dik onlara bakım yap. Var olan yeşil dokuyu koru, Salda yı koru Kazdağlarını koru madencilik de lazım ama sonrasını planla kurallara uymasını sağla Atatürk Orman Çiftliğini koru şehir parklarını artır. Ayrılan yeşil alanları imara açma yeşil olarak koru. İstanbul bostanlarını artır tarım alanlarını imara açma zeytinlikleri feda etme yarın öbür gün aç kalabiliriz.
KOVİD 19 HAKKINDA
70 Gündür pek çok işletme kapalı restoranlar kafeler lokantalar ve bunlara benzer pek çok işletme, bu işletmelerde bir üç beş bazen yüzlerce çalışan işsiz kaldı. Toplamda milyonlar ediyor, şimdilerde işler ve yaşam normalleşecek insanlar işlerine geri dönecekler. Zor günler geçiren insanlarımıza kolaylıklar diliyoruz.
Ama umutlarımızı yitirmeyeceğiz önlemlerimizi alacağız zaten kültürel faaliyetler iptal okullar kapalı en büyük risk alanı toplu taşıma araçları işlerine ulaşmaya çalışan insanlar ve toplu işlerde yakın çalışan insanlar en büyük risk altında. Bu işletmelerin de önlemlerini alacaklarından kuşkumuz yok.
Zaten açılan işletmelerin alacağı önlemler sayfa sayfa sıralanmış bunu haberlerimizin içinde paylaştık. Dikkat edersek en az zararla bu günleri atlatacağız. Birbirimize anlayışlı davranmalıyız, küçümsemek için söylemeyeyim ancak grip den her yıl pek çok insan yaşamını yitirebiliyor. Hastanelerimizde aşırı bir yoğunluk yaşamadan bu zor günleri atlattık umarız bundan sonra da yavaşa yavaş bu sıkıntılı günleri atlatacağız.
Turizm sektörünü de çok zorlu bir sezon bekliyor yaşayıp göreceğiz. Turizm sektöründe milyonlar geçimini sağlıyor umarız yabancı turistlerde sorun olmadan gelirler. Tarım ve hayvancılığın önemi bu günlerde bir kat daha artı tarım ürünleri ithal etmek zorlaşacak kendi tarımımızı çiftçimizi güçlendirmeli gençleri teşvik etmeliyiz.
Sağlık Bakanı Koca'nın 31.Mayıs paylaşımı şöyle:
"Vaka sayısı öngörülen seviyede seyrediyor. Solunum desteğine ihtiyaç duyan hasta sayısı azalmaya devam ediyor. Gelecek günler, el hijyenine özene; maske ve sosyal mesafe kuralının her ikisine birlikte uymamıza bağlı. DAHA SIKI TEDBİR, DAHA İYİ SONUÇTUR." Sağlık bakanına ve tüm çalışanlarına saygılarımı sunuyorum sosyal sağlık sisteminin ne kadar değerli bir şey olduğunu fark ettik.
Tüm sağlık çalışanlarına şükranlarımızı sunuyoruz görevlerinde kolaylıklar diliyoruz.
Sağlıklı günler diliyorum hepinize...
www.cengelkoygazetesi.com
|
 |
