Ana Sayfa » Bende İki defa enkaz altına girdim.

Bende İki defa enkaz altına girdim.

04 Kasım 2020, 12:13

Bu haberi yazdır

1999 da Beşiktaş Zabıta ekiplerinde görevli Ümit Yardım soy adına yakışır olarak yaşadıklarını kaleme aldı, aktarıyoruz.

Bende İki defa enkaz altına girdim.

1999 da Beşiktaş Zabıta ekiplerinde görevli Ümit Yardım soy adına yakışır olarak yaşadıklarını kaleme aldı, aktarıyoruz.

17 Ağustos Depreminde..

O gece Beşiktaş Belediyesinde Nöbetçi Amiriydim. O inanılmaz sarsıntıyı yaşayıp, ilk şoku atlatınca, hemen telsizden merkezi arayıp Ana Binamızda bir sorun var mı diye anons ettim, sorun yok diye cevap alınca Beşiktaş İlçesini Nöbetçi memur Arkadaşlarla dolaştık Beşiktaş da Metruk bir binada hafif bir çöküntü vardı, Başka bir olumsuzluk yoktu. ..

Yaklaşık iki saat sonra Zamanın Valisi ' Tüm ekiplere, her Belediye Avcılara yardım için ,Araç ve ekip göndersin ' diye anons geçti, Bende saat sabah 5 gibi, Bir Ambulans Bir Lastik tekerlekli Loder ve 3 İşçi alarak Avcılara hareket ettim, Bir saat sonra Avcılar daydık..İlk görüntülerde şok olmuştuk, Asker ve Itfaiye çok önceden gelmiş ve Enkazlarin üstünde çalışıyordu.

Hemen ,daha ilk enkaz gördüğümüz sokağa girdik ve Ambulansımız hemen bir yaralı alarak bizden ayrıldı.. Loderle birlikde sokak ,sokak nereden başlasak diye düşünürken, Yaşlı Bir bayan Kolumdan Tutarak Komiser bey ' Bizim evin altında Şenol kaldı, çıkamadı, İtfaiyeciye söyledim,ama Şenol'u bulamadılar ,toplanıp başka Enkaza gidiyorlar ' 'dedi.

Tamam teyze geleyim dedim. Sokağa geldik, İtfaiye şefi toplanıyordu, Bana 'İki saattir burada çalıştık.

Ama Şenol'dan ses gelmedi ,Başka yerde daha acil vakalar var oraya gitmeliyim 'dedi.

Binaya baktım 5 katlı Bir bina oturmuş, 3 Katı Görünüyor, yan yatıp,yanındaki binaya yaslanmış, eğri durumda duruyordu .

İtfaiyeciye 'İçeriye girdiniz mi dedim,'Komiserim Artçı sarsıntılar devam ediyor o sebepten giremedik, ama çok seslendik, cevap alamadık' dedi.

Ben binaya Baktım ve nasıl olduysa ağzımdan ' BEN BURAYA GİRERİM ' sözleri döküldü.. Yanımızda tanımadığım ve boylu poslu, Almanya'dan İzine gelmiş bir genç delikanlıda 'Bende girerim dedi. İtfaiyeci Arkadaş da bende geliyorum deyince, yan yatmış binaya Ben, Genç Delikanlı ve İki İtfaiyeci arkadaşla ,2. katın Balkonundan Kapıyı Kırarak içeriye girdik,

İlk katı yengeç gibi yan, yan inerek kolayca indik, ama İkinci kata gelince (Binanın bodrum Katıymış) ,, Önümüze Molozlar, Eşyalar Çıktı, Genç Delikanlı ve İtfaiyeciler onları önümüzden kaldırarak Biraz daha ilerledik, Evin Tabanına geldik, tabanı eğri değildi, Düzdü. ve Mutfağa gelince,, İtfaiye Şefi, İtfaiye erine hemen Tüpü gösterdi ve bunu kaldır dedi, Tüpün Başlığı sökülerek kenara kondu.

İtfaiyeci şefine Şenol'a buradan seslenelim dedim dedim. Ve ' Şenolll ' diye seslendik ve daha ilk sesleniş de cılız bir cevap aldık' 'İMDAT ' İşte o andan itibaren İtfaiyeci arkadaş yanındaki erine 'tamam ,işi bana bırakın Onu buradan çıkaracağız dedi.

Yanındaki diğer İtfaiye Erine Yukarıya Çık herkes sessiz olsun, Yanına Bir İtfaiye eri ve Balyoz ve Keski al çabuk gel dedi.

İtfaiye şefi eline Bir Çekiç alarak zemine vura,vura Şenol'a burada mısın, diye tekrar seslendik 'Gelen cevaba göre bizde emekleyerek, adım, adım sesin geldiği yere doğru dizlerimiz üstünde emekledik ve sesin en kuvvetli geldiği yere gelince itfaiyeci Şefi Geniş Bir daire çizdi ve Şenol'a dikkat et diyerek, gelen balyozla ve keskiyle betonu kırmaya başladık.

Bir İtfaiye eri, Bir Almancı genç delikanlı, Balyozla Betonu kıra, kıra Şenol'a ulaştık. Allah onu Korumuş, Beton Blok onun üzerine kadar gelmiş durmuş , Kendisi Dizlerinin üzerinde kalmış ve Omuzlarında kan vardı.

Bilinci tam yerinde değildi, Deprem saat 3 de olmuştu ,Biz ona saat 8 gibi ulaştık, Yavaş ,yavaş, çekerek onu açtığımız delikten çektik ,İtfaiye eri onu Sırtına aldı ve yukarıya sokağa çıkardık.. Orda bekleyen Sağlıkçılar ve halk alkışlarla Şenol'u hemen elimizden aldılar ve Götürdüler.. bir daha onu görmedim ; Bekar bir muhasebeciymiş, Malatyalıymış., Soyadını öğrenmediğime çok pişman olmuştum..

Biz de şoke durumdaydık Hiç eğitimini almadan ben ve Genç Almancı delikanlı,2 kat aşağıya inip Şenol'u Kurtarmıştık, İtfaiye ekipleri eğitimliydi ama onalar da acemiydi.

Bize ilk haberi veren ve sokağa götüren yaşlı kadın ağlayarak yanıma geldi, 'Allah senden razı olsun dedi 'Allah senden de razı olsun dedim. Sayende kurtardık dedim. İtfaiyeci Arkadaşlarla birlik de Birbirimizi kutladık Genç Almancı Arkadaşa teşekkür ederek ,hemen Diğer sokaklara ,Diğer enkazlara yöneldik..

Avcılarda Kendi iş yerime gitmeden tam 3 Hafta çalıştım Oradaki sorumlu Tuğ General Bana daha ilk günde 'sen Belediyeci misin dedi evet Zabıta Komiseriyim dedim. bana 300 Tonluk Vinç bul dedi,emredersiniz dedim ve inanın daha 5 dakika sonra tesadüfen karşıma ilk Çıkan Vinç Operötörü' ,yanıma yaklaştı , Operatör ' Komiserim bana iş verin ,nereden başlayayım 'dedi ..' Kaç Tonluk bu vinç dedim,300 Tonluk dedi, hemen vince Atladım Generalin önüne götürdüm. Bana bir baktı, nasıl buldun bunu beş dakikada dedi.

Karşıdan geliyordu durdurdum dedim. Bana sen Bu enkazda kalacaksın dedi ve benim emrime 20 -25 tane erat ve Bir Asteğmen verdi, Belediye ile ilgili tüm işleri sen Koordine edeceksin dedi.

Meğersem O tarihlerde Koca İstanbul'da 300 Tonluk vinç sayısı 10 dan fazla değilmiş..

Avcılara İlk Gelen yabancı kurtarma ekibi İsrail ekibiydi. Onları Hemen Yalova ve Gölcüğe gönderdiler. Sonra Yunanlılar geldi,, Onları da Adapazarı İzmit ve Yalova tarafına gönderdiler ,Havaalanı bize yakın olduğu için Gelen Yabancı Yardım ekipleri ilk önce Avcılara ve yakınlardaki semtlere geliyordu galiba 2 Gün sonra Alman Ekiplerde geldi.

Enkaz altında hala İnsanlar vardı Benim çalıştığım yar Avcılar Kaymakamlığının hemen Arkasındaki Büyük bir Apartman yıkıntısıydı, Ben Elimde Bir düdük, bir telsiz ,Üstüm Resmi Ünüforma Altımda Kot Pantolon çalışıyordum. Çalıştığım Yıkıntının etrafına İkaz Şeridi çekerek, Çok sayıda gönüllü İnşaat Mühendisi, (Harika insanlardı,). 2 Sivil Polis ve bir Manga askerle çalışıyorduk.. Çalışanların YEMEK ,SU BARINMA ihtiyaçları ,Belediyelerden ARAÇ GEREÇ İHTİYAÇLARINI ben Koordine ediyordum.

Avcılar halkı inanılmaz yardım ediyordu, evlerini açmışlardı, tencere ,tencere yemekler ,kolilerle giyecekler geliyordu (İstanbul’un Her tarafından )..

'Art Niyetli kişlerde vardı, Enkazda gizli, gizli, değerli bir şeyler arayanlar oluyordu, Polise onları gösteriyordum gereğini yapıyorlardı. Bir gün Alman ekipleri Kurtarma köpekleriyle yanımıza gelmişlerdi, Çünkü Bina enkazında hala insan vardı, ama ses alamıyorduk, Ben biraz Almanca biliyorum ,Alman ekibiyle Bizim enkazda çalışan Mühendislerin ve diğer çalışanların arasında tercümanlık da yapıyordum, Türk mühendis bana Almanlarla enkaza girermisin dedi.

Düşünmeden Evet girerim dedim. Alman kurtarıcı ,Kurtarma köpeği ve ben enkaz altına indik, Bir kat kadar aşağıya anca inebildik, ama yıkıntılar ve eşyalardan dolayı ileriye geçemedik, O zaman Köpeğe komut verdi, köpek bizim giremediğimiz yerlere gitti, Havladı, havladı, bazı yerlerde tek tek havlıyordu ,Bazı Yerleri de ise havlamadan geçiyordu.. Alman arkadaş hep not tuttu, Bana Havlama sayılarını sayıyorum dedi, Bir süre sonra yukarı çıktık, eline aldığı bir kağıtta ki Notlarına dayanarak, bir Kroki çizdi, köpek buralarda sustu, buralarda havladı dedi. Bende bizim mühendislere tercüme ettim.

Mühendisler ve diğer çalışanlar Kendi aralarında, enkaz üstünde plan çizdiler ve iş makinalarıyla Belirledikleri yerden bir baca açtılar . Derin ama dar bir baca ve oradan içeriye indiler ,fakat artık çok geçti, aileler maalesef tam merdivenden inerken çökmeye Merdivende yakalanmışlar ve hemen vefat etmişler.

Yaklaşık 3 hafta sonra Avcılar’da enkaz kaldırmaları bitmişti, Bana görev veren Tuğ General ,Belediye başkanına hitaben ,Bir yazı vererek, yazıda sizce de uygun görülürse ,Memurunuz Gölcük de de Kurtarma Görevine katılabilir demişti . O tarihteki Belediyemiz ,'Sana burada da ihtiyacımız var diyerek' uygun görmemişti.

Allah bu tür Afetlerde tüm hayatını kaybedenlere Rahmet eylesin, sakat kalanlara ,evsiz barksız ,öksüz ve yetim kalanlara da Gani, gani yardım etsin...

Ümit Yardım 2020

Bu haber 426 defa okunmuştur.